top of page
Ara

Kadın ve Kapitalist Modern

Yazı: Selin Ciftci

 

Women and The Capitalist Modern


Abstract: Since the earliest times, except for a few matriarchal tribes, women are found appropriate placed as a second-class. How "female identity" can find itself in what we define as the "modern world" and where modernity carries this identity to is a matter to debate.

 

Walter Salles & Daniela Thomas, ‘Paris, Je t’aime – Luin du 16e', 2006

İlk zamanlardan bu yana, birkaç anaerkil kabile dışında kadının ikinci sınıf insan konumuna uygun görülmesi, mülkiyetin kişisel bir kudret sembolü haline gelmesiyle ise kadının bir zenginlik nesnesi haline getirilerek metalaştırılması(1) süreci üzerinden, bugün ‘modern dünya’ olarak tanımladığımız dilimde ‘kadın kimliği’nin kendine ne kadar yer bulabildiği ve modernitenin bu kimliği nereye taşıdığı önemli bir tartışma konusudur.

19.yy Sanayi Devrimi ile beraber gelen ‘modernite’ kavramı ve endüstrileşmenin kadınlara etkisinin nasıl olduğu tartışmalıdır. Bir açıdan bakıldığında endüstrileşme kadınların fiilen işgücüne girmesini sağlamıştır. Wells, ‘Kadın ve Endüstrileşme’ isimli makalesinde, Amerika’da 1800’lü yılların en büyük gelir kaynağı tarımken, 1900 yılından itibaren çalışan kadınların büyük bir kısmının, ekonominin dörtte üçünü oluşturan sanayi ve hizmet sektörüne girerek artık para kazandırmayan tarım işinden ayrıldıklarından bahseder(2). Bir yandan da ev işleriyle uğraşan kadını ve emeğini( çocukların bakımı, temizlik, aile, ev yönetimi gibi..) sistem dışına iterek, görmezden gelinmesine dolaylı olarak değersizleşmesine neden olmuştur(3). Sanayi Devrimi’nde üretim açısından kadınların iş gücüne verdiği destek olumlansa dahi, günümüz kapitalist düzeninde bu iş gücü ne kadar karşılığını bulmaktadır? Alman Federal İstatistik Dairesi’nin 2014 Mart tarihli raporuna göre erkeklerle aynı işi yapan kadınların erkek meslektaşlarından %22 daha az maaş aldığını ortaya koyuyor(4). Öte yandan ‘çalışan’-‘erkekle aynı maaşı alan ‘beyaz yakalı’ kadına baktığımızda ise, sistemin çok da farklı işlemediğini görürürüz. Walter Salles ve Daniela Thomas’ın ‘Paris Je T’aime’ serisindeki ‘Loin Du 16’ adlı filmlerinde; modernitenin başkenti kabul edilen Paris’te, üst sınıf-çalışan kadının iş dünyasında varolabilmesi için, bebeğinin bakımının alt sınıfta-banliyöde yaşayan başka bir kadın tarafından üstlenildiğine tanık oluruz(5)(resim1). Belki de kültürümüzde ‘temizlikçi kadın’ imgesinin bu kadar yerleşmiş olması da bu şekilde açıklanabilir.

Kısacası, modern kapitalizminin en temel amacı kar elde etmektir; bu amaçla kapitalizm sistemle uyumlu, kendisine hizmet eden, manipüle edilmiş bireyler yaratmaktadır(6). Bu düzen kadının emeğini kar sağlamak için kullanırken, görmezden geldiği ev içi kadın emeğini ise başka bir kadın üzerinden -yine erkeği hiç dahil etmeksizin- bir o kadar görünür bir o kadar da hissettirmeden devam ettirmektedir.


Kaynak: (1) Öksüz, H.,(n,d),’Kapitalist Sistemde Kadın Emeği’ (2) (3) Wells, C., (n,d), ‘Industrializing Women’ (4) Spiegel Online International,(2010, Mart), Gender Inequality:Salary Gap Widens Between German Men and Women’

(5) Salles, W. & Thomas, D.,(2006), ‘Paris, Je t’aime – Luin du 16e'(Film) (6) Yiğit, Z.,(2012), ”Modernliğin Arka Yüzü” Olarak Gündelik Hayat: Aşkı Memnu’, ‘DEU SBE Dergisi’, sayı:2, s:125-144

Commenti


bottom of page